Mehr lesen
Iktisat, 1929 Buhraninin öncesinde konuyu fizik gibi muspet bilim haline getirmek icin özu olan insandan ve onun karar sureclerinden ayirip matematiklestirme yolunu secen ve daha sonra ana akima dönusen egilimlerden, 20.yuzyilin ortalarindan itibaren kurumlarin önemini, insanlarin davranis bicimlerini inceleyen, mukemmel olmayan piyasa sureclerini irdeleyen ve art arda Nobel öduluyle taninirlik kazanan egilimlere evrilmistir. Yerlesik karsilastirmali ustunluk teorisi, ulkelerin uluslararasi ekonomik faaliyetinin sonuclarindan yola cikmaktadir. Oysa dogru soru, ulkenin uluslararasi ticarette basarili olmasi icin -ki bu dogru rekabetci kaynak tahsis kararlariyla mumkundur- yatirim ve uretim asamasinda nasil hareket edilmesi gerektigidir. Ülkeler bir kez ihracat, ithalat yaptiktan sonraki post mortem analizinin, önceki kararlarin dogru olup olmadiginin saglamasi olmaktan öte yarari yoktur. Hedefin rekabet gucu vasfinin uretimde yani sirketlerde oldugundan hareketle, onlarin dogru kararlari nasil verecegini irdelemek önemlidir. Elinizdeki calismayi bu iki cumleyle özetlemek mumkundur.
Kitap okundugunda cok sey dusunduruyor, ekonomide, sirketlerde karar surecinde rasyonaliteye uymayan bir gözle bakiyor ve akademik dunyadan yatirimcilar dunyasina, politika yapicilara kadar bircok kisinin dusunce sistemine cok sey katiyor.
