Mehr lesen
Bu kitabi yazmaya basladigimda dünya cografyasinin büyük bölümünde gri bulutlar hüküm sürüyordu. Aradan zaman gecti, ancak gökyüzünü pembe bulutlarin kapladigi söylenemez; hatta sahane olmayi iddia etmek cocukca bir oyun gibi gözükebilir
Buna ragmen kitabin basligindan asla vazgecmedim; cünkü sahane olmak icin cevremizi saran olaylarin harikulade olmasini beklememiz gerekmez; aksine sahane olmak en kötü kosullarda bile sorunlara takilip kalmak yerine somut cikislara yönelen deneyimler sunmaktadir.
Unutmayalim ki sorunlarin kaynagi cogu zaman bizim disimizda gelisen birtakim olaylardir; yine de bu olaylari algilayan, yorumlayan ve cözen veya daha da zorlastirarak icinden cikilamaz hale getiren bizden baskasi degildir.
Sahane olmak en berbat durumda bile basvurabilecegimiz ironik bir secimdir. Sahane olmak o en berbat durum icindeki olasi bir aydinlik cikisi fark edebilmek icin zihnimizi acik tutmaktir. En önemlisi, sahane olmak hayati nasil yasamayi sectigimizi gösteren yasama felsefesidir. Gökyüzünde pembe bulutlarin bir türlü hüküm süremedigini düsünürsek, sizce de sahane olmayi denemeye degmez mi