Read more
Insanoglunun serefi ve yaratilmislar arasindaki seckinligi, kendisinde hicbir noksanlik bulunmayan Allahi
tanimasiyla gerceklesir. Kulun Allahi hakkiyla tanimasi dünyada kemale ermesinin ve övünc duymasinin
kaynagi oldugu gibi ahirette de azigi ve sermayesidir. Allahi bilmek ancak kalp ile mümkündür. Allahi
bilen, Allah icin calisan, Allaha kosan, Allah katinda ve yaninda olanlari ortaya seren yine kalptir. Nasil
ki bir efendi kölesini, bir idareci memurunu, bir sanatci alet edevatini yönetirse kalp de vücuttaki diger
organlara yönetir. Allah katinda kabul gören, Allahtan baska seylerden siyrilmis, selim bir kalptir.
Kendisinden itaat etmesi istenilen, muhatap alinan ve sitem edilen bir kalptir. Allaha yaklasmanin
saadetiyle kurtulusa erenin kalp oldugu gibi kötülüklere bulanip bedbaht olan da bir kalptir. Gercekte
Allaha karsi hus duyan da bir kalptir. Diger organlarin yaptiklari ibadetler kalbin nurundan kaynaklanir.
Her kalp icerisinde ne barindiriyorsa disariya da onu sizdirir. Insanoglu ancak kalbini tanirsa kendini
taniyabilir. Nefsini tanidiginda ise Rabbini tanir. Kalbini ve nefsini bilmeyen Rabbini de bilemez. Yine
kalbini ve nefsini taniyamayan kimse baskalarini da taniyamaz.