Read more
Tarihsel süreclerin ve siyasal düsüncenin gelisimini sadece olay ve kisiler üzerinden tanimlamaya calisan lineer bir yaklasimin yetersizligi ve gerek siyasal düsünceyi gerekse toplum ve kültürü yasantilar üzerinden anlamlandirma ihtiyaci yapisalci bir anlayisi gerekli kilmaktadir. Bu anlayisa ek olarak dilin ve söylemin de siyasal düsünce ve dönemsel algilamalarin tasiyicisi ve yaraticisi oldugu düsüncesi de edebi eserleri ön plana cikarmaktadir. Bu noktada örnek vermek gerekirse II. Abdülhamit dönemi ve mesrutiyet dönemlerini kavramanin yolu halid ziya usakligilin saray ve ötesi, nahid sirri Örikin sultan hamid düserken, falih rifki atayin zeytindagi ve sevket süreya aydemirin suyu arayan adam gibi dönemin eserlerinin irdelenerek okunmasindan gecmektedir.
Belirtildigi gibi bu eserler sadece bir devri ya da o devrin düsüncelerini anlatmakla kalmayip dil ve anlatim üzerinden dönemin sosyal yapisi ve kültürü hakkinda da önemli veriler sunmaktadir. Ömer Seyfettin de bir subay, bir egitimci ve bir yazar olarak taniklik ettigi carpici olaylari, düsüncelerini ve duygularini eserlerine tasimanin ötesinde dönemin sosyo-kültürel özelliklerini de gözler önüne sermistir. Bu anlamda her ne kadar zaman zaman uslüp ve anlatim üzerinden ciddi manada elestirilse de kendi döneminin cok ötesine kadar uzanabilmis bir yazar olarak akademik bir calismaya konu edinilmeyi fazlasiyla hak etmektedir.
Ömer Seyfettin ve onun eserleri üzerine yapilmis calismalar mevcut olmakla birlikte yazari ve eserlerini siyasal düsünce cercevesinden ele almasi anlaminda bu calisma önemli bir katki sunmaktadir.
