Read more
Simdi burada gecenin karanliginda oturmus, sürekli sekil degistiren tepelere aptal aptal bakarken -ki bu oyun sabah olup da eski hallerine dönene kadar devam edecek- Eugenioya karsi hem acima hem de hayranlik duygulariyla dolup tasiyorum. Bu gezegen kocaman bir karmasa. Yahudiler Müslümanlari öldürüyor, Katolikler Protestanlari havaya ucuruyor ve Birlesik Devletler baskani rolünü üstlenen Beyaz Sarayin görevlisi dogrudan Ruslarla bir catismaya dogru gidiyor. Yalanlar, iftiralar, Incilin ve tarihin tahrif edilmesi dünyayi
anlasilmaz bir hale getirdi ve bu kaostan yükselmenin bir yolu var mi diye merak ediyorsunuz.
Gece boyu süren bir ic hesaplasma, sabahin ilk isiklariyla sonlanacak
bir bekleyis Karayiplerin yalniz ve yaslanmis anlaticisi, tropik bir
adada, kitaplariyla, köpekleriyle ve anilarinin agirligiyla bas basadir.
Fonda doganin geceye ait sesleri yükselirken, bilinc ve bilincdisi
arasinda salinan düsünceler ölüm, yalnizlik ve insanin dogayla kurdugu
o kirilgan iliski etrafinda dolasir. Sabahin dogusuyla birlikte, bu bekleyisin nasil bir sona varacagi sorusu kacinilmazdir.
Yalnizligin, dislanmisligin ve varolussal yabancilasmanin izini süren
romanlariyla cagdas edebiyatin en özgün anlaticilarindan Karayip
edebiyatinin münzevi sesi Tip Marugg, Sabahin Kükreyisinde dogayla
insanin ic ice gectigi, varolusun karanlik kiyilarinda gezinen, sarsici bir
anlati sunuyor.