Read more
Muhtesem Süleymaniye bir baska göründü gözüne; Mavi Cennet Sultanahmet bir baska, Topkapi Sarayi bir baska; Kutsal Bilgeligin Simgesi Ayasofya bir baska; kutsal mabetlerin denize yansiyan kutlu isiklari bir baska; isil isil görüntü bir baska cekiciligini yansitiyordu Istanbul denen kadim kadinin boynunda, adeta nefes alip veren bir yürekle bütünlesen bir ruh, bir gerdanlik misali sanki canlanmis, nabiz gibi atiyor hissi verircesine...
Saatlerce orada oturup zamanin durmasini, essizligi sadece kendisine saklamayi, zamansizlikta takilip kalmayi, aglamayi istedi Suyla; icten ice o andaki ic dünyasinda parildayan isiklarin gölgesinde, cevresindeki güzelligin icinde kaybolarak sessizce aglamayi...
Elinizdeki bu roman sizlere, o ötelenen, toplum disina itilen, cesitli nedenlerden dolayi göce zorlanan, ten rengi, irksal özellikler, kullandiklari dil ile kabul görmeyen, hayati paylastiklari kisilerce kendilerine karsi yabancilik duygusu hissettirilen, ayrimciliga maruz kalan, zorluklara gögüs germe becerisi gelistirmek durumunda birakilan, kimi ülkelerde ve toplum arasinda birer birey sayilmayanlari anlatiyor insanin kalbine dokunan cümlelerle...