Read more
Nilüfer Benal, Oyunbozanda 90li yillarin kaotik, puslu
ortaminda genc olanlari, 68li anne babalardan, 78li abla ve
abilerden günümüze uzanan dolambacli yollarda rotasiz, pusulasiz
birakilmis, yok sayilmis, hep bir eksik kalmislik hissi ile ne tam ne
yarim olabilmis bir kusagi anlatiyor.
Herkesi isiginin etrafinda toplayan, apansiz gidisiyle dostlarini
atese durmus misir taneleri gibi dört bir yana sacan Yesim,
ardinda kalanlara upuzun, sancili bir tarihin hesap defterini
birakiyor. Sayfalardan daha iyi, özgür ve adil bir dünya
hayalleri, okul kapilarinin gecit vermedigi direnisler, kücük
yasta gelecekleri calinan Manisali Gencler, hic eksilmeyecek
sanilan arkadasliklar, gönülcelen asiklar, sonsuz özleyisler,
ondurulamayan ne varsa tasiyor.
Ilkgenclik ne güzel bir cagdir degil mi Pelin Bir romaninönsözü gibi... Kitabin iceriginden az cok fikir sahibi oldugumuz ancak olay örgüsünü sabirsizlikla ögrenmek, son sayfalara bir an önce gelmek istedigimiz yillar Elimizde kitaplar, kulagimizdawalkman, yüregimizde isyan Ömrün en atilgan, en hesapsiz, en samimi zamanlari.