Read more
Gemi sadece bir tasima araci degil, donatanin en önemli ve cogu zaman da tek mal varligidir. Donatanin kredi ihtiyacinin karsilanmasinda en önemli teminat unsuru gemidir. Gemi ayni zamanda deniz alacaklari bakiminda da yegane teminatidir. Geminin; donatanin ve deniz alacagi sahiplerinin ihtiyac duydugu teminat fonksiyonunu gercek anlamda yerine getirebilmesi icin, cebri satisin gercek deger üzerinden yapilmasini ve gemi üzerinde deniz ticareti hukuku tarafindan deniz alacaklilarina taninan rüchan haklarinin satis bedeli üzerinden maksimum düzeyde tatminini güvence altina alacak düzenlemelere ihtiyac duyulmustur. Bu ihtiyacin karsilanmasinda genel icra hukukunun cebri satis kurallari ve prosedürleri yetersiz kaldigindan deniz icra hukuku gelismis ve genel icra hukukundan cesitli noktalarda ayrismistir. Deniz icra hukukunun genel icra hukukundan ayristigi birinci nokta, geminin ihtiyati haczi konusunda olup sadece deniz alacagi sahiplerine geminin ihtiyati haczini talep hakki taninmis, sürdürülebilir bir deniz ticaretinin geregi olarak, haciz talep eden alacaklinin menfaati ile donatanin ve diger ilgilerin menfaatlerini dengeleyecek kurallar getirilmistir. Ikinci ayrisma noktasi, geminin cebri satis prosedürleri ve cebri satisin hukuki sonuclari konusunda olup buradaki amac, geminin uluslararasi derinlikteki bir piyasada mümkün olan en yüksek katilimla ve en yüksek bedelle satilmasini güvence altina almaktir. Son ayrisma noktasi ise geminin cebri satisi üzerine düzenlenecek sira cetveline iliskindir. Deniz icra hukukunda sira cetveli, deniz ticareti hukukunun deniz alacaklilarina gemi üzerinde tanidigi rüchan haklarini, cebri icra asamasinda korumak amaciyla özel olarak düzenlenmistir. Bu arastirmada, yukarida anilan ayrisma noktalari, genel icra hukukuyla baglantilari icinde ve uygulamaya isik tutacak sekilde analiz edilmistir. Eser, bu haliyle, deniz icra hukukunun bütün meselelerini kapsamaktadir
