Read more
Rus Devrimini anlamak icin en anahtar figür tabii ki Lenindir. Leninin rüyasi, dünyanin ilk sosyalist devletinin kurulup yaratilmasiydi. Ne yazik ki bu rüyanin ömrü cok uzun sürmedi, Stalinin 1929da mutlak iktidari ele gecirisiyle birlikte kabusa dönmekten kurtulamadi.
Lenin, Marksist teoriyi muazzam derecede genis ve kalabalik, karmasik ve geri bir ülke olan Rusyann pratik gercekliklerine uyarlamasini bilmis, avangard bir devrimciydi. Peki, Stalinin rejimine giden yolu dösemenin sorumlulugunu da esas olarak ona yüklemek mi gerekir Okurlar bunun degerlendirmesini kendileri yapacaklar. Bu kitapta Leninin devrimci hayati, bir tasra sehrinde baslayip Rus Devriminin mimari olmaya giden müthis serüveni adim adim izlenerek anlatilmakta ve dahice bir yetenekle yeralti örgütlenmesinde ne kadar basarili oldugu üzerinde özellikle durulmakta; dolayisiyla, Leninin kitleler icinde bir devrimci önder olmanin en etkili halkasi olarak benimsedigi devrimci faaliyet stratejileriyle beraber resmedilmektedir.