Read more
Siz hic, biri sizi sahiplensin diye beklediniz mi
Bu cok fena bir sey.
Kendinizi begendirmeye calismaniz isteniyor.
Sevimli görünmeniz, derin derin bakmaniz, munis davranmaniz.
Oysa ben neysem oyum. Niye farkli görüneyim
Biri beni alip götürsün, asil huyumu sonra belli edeyim, bu mudur yani
Buna sahtekarlik denir, ben yapmam öyle sey.
Bunlari söylemek istedim. Ama nasil
En iyisi hicbir seyin farkinda degilmis gibi davranmak, küskün küskün, gelene gidene bakmadan öylece yatmak.
Tertemiz kalpli Milföyün hikayesi bu cümlelerle basliyor.
Feride Cicekoglu, otuz yillik bir aradan sonra yazdigi bu romanda ormana terk edilmis bir köpegin, Milföyün sesine kulak vermemizi istiyor. Milföy yeniden sahiplendirilme hikayesini ve sonrasini, tanistigi kedi ve köpek arkadaslarinin hikayeleriyle birlikte anlatiyor; anlattikca da hüzünlü mazisine dair hafizasinda kapilar araliyor.
Ucurtmayi Vurmasinlarin Barisinin ruh ikizi Milföy, onun gibi masumca bakiyor dünyaya. Böyle baktigi icin de insanin hincini alamadigi dogaya, hayvanlara, sehirlere ve kendine yaptiklarini bir türlü anlayamiyor.
Senta Urganin birbirinden güzel cizimleriyle zenginlesen Milföy ve Arkadaslarini okuyunca etrafimizdaki duvarlarin cogunu aslinda ellerimizle ördügümüzü anliyoruz.