Read more
Bicakli sag elini kaldirip, cocuklarim ac.. diye defalarca dehsetle bagirdi, durdu, gök gürültüsü gibi catallasmis gür ve daginik bir ses
tonuyla.
Öfkesi; heybeti, ürküntüsü camlara yansiyinca zangirdiyor, me- kana yogunlasarak yayiliyor, dolup tasiyor, sesler birbirine karisip
dolanarak ahenkle yankilaniyor, arada bir ustura gibi kesilip ortaligi sedasiz birakinca, artci zangirdayan camlarin ürküntü veren sesi, o
korku dolu sessizligi bozuyor, beniz atmis, kaskati bakan firincinin üstüne bu kez ölüm korkusu yayiliyor, kalp atislari sah damarindan
duyuluyordu.
Cabuk gelin oturun ve bana bir sarki söyleyin, diyen köyün Agasina, cadirini kurmakta zorlanan Cingene,
Ananin dügünü mü var, gene mi evleniyor dedi.
Dokunsan dagilacak, avurdu, avurduna gecmis, gözleri günesten acilmiyor, burnu, kagit gibi ince, boynu, girtlak kemiginden ibaretti
sanki. Kendine gelince, titreyen dudaklarla ve ahenkli bir edayla hafif bir perdeden
Vay... Yikilasi mapushane, seni icat eden görmesin günes... dedi.