Read more
Hepimiz belli toplumsal yapilarin icine dogar, onlarla hemhal olur, onlarla yasar ve onlarin kaliplari arasinda yasamimiza veda ederiz. Bu, bir anlamda, bizden önce kurulmuskurgulanmis bir sistemin icine dogmak ve onun menfezleri arasinda dolasip durmak anlamina gelir. Ancak yine de insan ve onun toplam potansiyeli düsünüldügünde bazen o menfezleri irademizle genisletir, hayati oldugundan cok daha cekilebilir, cok daha nefes alinabilir, cok daha yasanabilir hale getirebiliriz. Elbette bütün bunlar; insan ile icine dogdugu siyasal sistemler, toplumsal yapilar ve bu yapilarin tevdi ettigi roller, insanin özgürlük meselesini de ilgilendirir. Aldigimiz rolün ne oldugu, hangi durumlarda, hangi rolleri üstlendigimiz, üstlenmek zorunda kaldigimiz, üstlendigimiz rolleri nasil oynadigimiz dogrudan toplumsal yapilarla ilgilidir ve onlarin saglikli, insan onuruna yakisir bir düzlemde bulunusu özgürlügümüzü pekistirirken, hastalikli, insan onurunu rencide eden bir düzlemde yer alislari da özgürlümüzü ya daraltir veya ona büsbütün prangalar vurur. Burada, aldigimiz roller ile toplumsal yapilar arasinda kaliteli ve özgürce bir yasam ile sefalet icinde ve prangaya vurulmus bir yasam arasindaki fark kadar büyük ve hatiri sayilir bir fark vardir Bazilarimiz aldigimiz rolleri sessizce benimser ve bunlar arasindaki catismalari uyumlu hale getirmek icin kendimizi harap ederken diger bazilarimiz onu sorgular, yeni rol taleplerinde bulunur ve daha insanca yasamanin yollarina yönelik bir mücadelenin icine gireriz. Iste bu ikincisini yapmanin yolu biraz da tevdi edilen rolün mahiyeti ve onun toplumsal yapi icindeki konumu ile ilgidir ki bu ilgiyi kurabilmenin yegane yolu da bunlara dair bilgi bicimlerinden gecmektedir. Elinizdeki kitap gecmisten bugüne oyun olarak kurgulanmis hayatin rollere ve toplumsal yapilara dair kuramsal bilgiler icermenin yani sira icinde bulundugumuz ve icinden gecmekte oldugumuz süreclere yönelik pek cok bilgiyi sunmakta, her birimizin kendimize ait farkindalik alanlarimizi genisletmenin imkanlarini artirmaktadir. Degerli dost Prof. Dr. Mustafa Gündüz ile rahmetli büyügümüz Prof. Dr. Eyüp Kemerlioglunun bu sonsuz cagrisimli yetkin calismasi, umariz baslangictan beri büyük oyunlara sahne olan ve günümüzde de hem rollerin hem de toplumsal yapilarin ciddi hasarlar aldigi güzel ülkemizin güzel insanlarina yeni ufuklar acarak hem aldigimiz roller hem de o rollerin gerisindeki toplumsal yapilara yönelik bilincimizi daha da yukarilara tasimanin, bundan da önemlisi, daha güzel bir ülkede yasamanin vesilesine döner.
