Read more
Lerna Ekmekcioglu, uzun yillara dayanan ödüllü calismasinin ürünü olan Bir Milleti Diriltmekte I. Dünya Savasinin hemen sonrasini, önce isgal altindaki Istanbulu, ardindan Cumhuriyetin ilk on yilini ve bu sürecte hayatta kalan Ermenileri mercek altina aliyor. Calisma, 1915 ve sonrasinda nüfusunun büyük bir kismini ve aydin sinifini kaybetmis, ancak bir ulusal devlete sahip olma hayalleri de halen canli olan bir milletin ne tür stratejiler ve yöntemlerle kendi kendini diriltmeye calistigini gösteriyor. Savas sonrasi pek cok ülkede oldugu gibi toplumsal yeniden insa süreclerinin merkezine kadinlar ve cocuklar otururken, kadinlar, özellikle feministler, dirilisin toplumsal örgütlenmesinin bel kemigi oluyor. 1919-1933 dönemini kadin hareketi ve toplumsal cinsiyet üzerinden okuyan Ekmekcioglu, dönemin kadin hareketinin önde gelen ismi Hayganus Marka ve onun bu sürecte araliksiz yayimladigi kadin dergisi Hay gine bakarak, Ermeni kadinlara, bazen feminist ideolojiyle carpici bir bicimde celismek pahasina olsa dahi, milletlerine nasil faydali olabileceklerine dair yol göstermeye calisan öncü kadinlara yogunlasiyor. Kitabin bir yarisi isgal Istanbulunda, diger yarisi da isgalden kurtulmus ve Türk olmayan bütün unsurlari artik kücük azinlik cemaatleri haline gelmis bambaska bir Istanbulda, dolayisiyla Yeni Türkiyede Ermeni, kadin ve feminist olmaya odaklaniyor. Yeni kosullara uyum saglayabilmek adina gecmisi unutturmak ve hain degil sadik ve makbul vatandaslar olduklarini göstermek icin ellerinden geleni yapan bu kadinlar, ayni zamanda kendi milletleri icindeki ataerkiye karsi mücadele ederken adeta insanüstü bir caba gösteriyordu. Bu cabanin dogasini anlamaya calisan Bir Milleti Diriltmek, Türkiye kadin hareketi tarihinin en önemli eksik halkalarindan birini tamamlayan essiz bir calisma.
