Read more
Kuran, bircok srede inkarcilarin peygamberlere ve müminlere yaptiklari siddetten bahsetmektedir. Ilgili ayetler incelendiginde bu siddetin büyük oranda psikolojik siddet oldugu görülecektir. Inkarcilar, peygamberlerin sahsiyetlerine yönelik olarak yalanci, sihirbaz, kahin ve mecnun gibi hakaretler ile basladiklari psikolojik siddeti giderek arttirmislar ve hedeflerine ulasamayinca da fizik siddete basvurmuslardir. Peygamberlere yönelik fizik siddet, onlarin yasamlari ile sinirliyken, psikolojik siddet belli bir zaman dilimiyle sinirlandirilamaz. Peygamberlerin kimlik ve kisiligine yönelik psikolojik siddetin olumsuz etkileri, olaylarin bizzat sahitleri kalmadigi icin onlarin yasadigi dönemden uzaklasildikca cok daha artabilmektedir. Peygamberlerin sahsiyetleri, getirdikleri mesajin ilah kaynakli oldugunun bir garantisidir. Onlarin güzide hayatlari, insanlar nezdinde teblig ettikleri dinin hak oldugunun bir delilidir ve peygamberler, vahyi tebligin yaninda onu bizzat yasayarak insanlara örnek olmuslardir. Cünkü insanlar, fikirlerden ziyade o fikrin hayattaki yasanan karsiligindan etkilenirler. Bu nedenle peygamberlerin sahsiyetlerine atilan iftiralar, insanlarda dine karsi bir süphe olusturacaktir. Gecmiste peygamberlere yönelik iftira, asagilama, hakaret ve tehdit gibi psikolojik siddet uygulamalarinin hedeeri neyse günümüzde de onlarin manev sahsiyetlerine atilan iftiralarin hedeeri aynidir. Dolayisiyla Kuranda haber verildigi sekliyle peygamberlerin ve müminlerin bu saldirilari nasil bertaraf ettiklerinin bilinmesi, günümüzde onlara ve özellikle de Hz. Peygambere atilan iftiralara dogru ve doyurucu cevaplar verebilmemizi kolaylastiracaktir. Ayrica Kuranda peygamberlerin ve onlara inananlarin maruz kaldiklari psikolojik siddetin ayrintili olarak incelenmesi, din yasam alanlarinda psikolojik siddete maruz kalan günümüz müslümanlarina da yol gösterecektir.
