Read more
Felsefenin sürekli soru sormasi, ama daha da önemlisi ayni soruya farkli cevaplar vermesi, hic kuskusuz onun degisme ve gelismeye olan katkisinin da temel bir dayanagidir.
Degisim ve gelisim ortaya cikabilmesinin en önemli kosulu, görülmeyenin, dikkatlerden kacanin görülmesidir. Böylece de alisilagelenin disina cikabilme olanagi saglanabilir.
Dolayisiyla da gelisim, belli bir noktadan sonra, alisilagelenin terk edilmesini talep etmektedir. Artik o bilgi sistemi icin yeni bir evreden söz etmek, onu siradan bir degisimden ayirmak ve onu köklü bir dönüsüm olarak, bir devrim olarak görmek gerekir. Bir bilgi sistemi, sahip oldugu özellige göre, kendine özgü kabuller üzerine kurulabilir. Bu kabuller, ilerlemenin ve birikimin dayanaklarini olusturur. Fakat ne tür bilgi sistemi sözkonusu olursa olsun, gelisim icin bu kabullerin degistirilmesinde felsefenin cok büyük bir katkisinin olacagi aciktir. Cünkü felsefe, yukarida da isaret edildigi gibi, farkli sorular sorabilmek, fakat özellikle farkli cevaplar verebilmektir.
