Read more
Düsünce yolu ile varligini kesfetmeye calisan ve bilincli bir hayata erismek isteyen bir kimse icin her düsünce bir hareket taslagi, bir durus bicimi, bir kalkis noktasidir. Hayatin tablosu da birtakim düzeltmelerle beraber bu taslaga göre resmedilir ve insanin olusum süreci icinde bir anlam kazanir. Bu hareket taslaginin yoklugu ise hayati daha bastan basarisizliga, verimsizlige, sonucsuzluga mahkm eder.
Benzer bir yaklasim icinde olan Gazal, bu duruma söyle dikkat ceker Akil susunca, düsünce durur; düsünce durunca, hareket durur; hareketsizlik ise cürümenin esigidir. Eger bu, reddedilmesi mümkün görünmeyen bir anlayissa o zaman düsünme her seyden önce hayatimizla ilgili insan bir görev, bir caba olarak omuzlarimiza yüklenmez mi Yüklenirse en azindan su soruyu sormak da her birimize düsmez mi Ben düsünen biri miyim; düsünüyorsam ne icin ne düsünüyorum
Bu kitap, elde ettigi bir takim önemli bulgularin altini kendisince cizmeye gayret ediyor. Dahasi, nicin, nasil ve ne zaman insan icin tehlikeli bir hasimdüsman haline geldiginden bahsetmeye calisiyor.
Temel amaci su Bedenleri kadavra masasina yatirilan, ruhlari calinip basit biyolojik birer mekanizmadan ibaret görülen, mutlak gercekligin bagindan kopartilip fütursuz bir keyflikle köksüz birakilan insanlarin yiginlar halinde yasadigi bir dünyada varliga, var olusa, hayatin anlamina, insan olusa ve insan kalisa dair azade-kayitsiz kalinmamasi gereken ve dahi kalinamayan kimi kaygili düsünceleri paylasima acmak.
Bu baglamda inanci da odur ki, her kaygili düsünce ancak paylasildigi ölcüde kendi adina bir varlik alani kazanabilir.
