Read more
Televizyon dininin iyi niyetli gecmisi, cok reklamli simdisi ve icler acisi gelecegi üzerine
Iletisim kuramcilari televizyonu Roma sirkine benzetir Sirkte hicbir sey normal olmamalidir. Her sey sasirtmali ve yürekleri agiza getirmelidir. Ayilara etek giydirilir sirkte. Insanlarin agzindan ates cikar. Filler tek ayak üstünde durur. Aslanlarin agzina kafa sokulur. Kanisler arka bacaklari üzerinde dans eder
Televizyonda din anlatirken de, televizyondan sirk kurallarini degistirmesi beklenemez. Onarici, sagduyulu, sakin, insafli, duru ve diri hicbir görüntüye ve sese izin vermez televizyon. Veremez Din programlarinda da catisma olmali, hic olmadik tuhafliklar gündeme gelmelidir, fantezi ürünü erotik imalar yapilmalidir, hic duyulmamis hurafeler dillendirilmelidir.
Din programcisi televizyonda tutunmanin bedelini ödemelidir. Sirkte olmanin gerektirdigi her türlü tuhafligi harfiyen yerine getirmelidir. Yakasi bagri acilmadik absürt sorulari kucaginda bulmali, eski küflü sayfalarda kalmis hurafeleri dillendirmelidir. Cast ajansindan ücretle kiralanmis seyircilerin eline tutusturulmus ismarlama sorular karsisinda, gerekirse sasirmali, utanmali, eli ayagi birbirine dolanmalidir. Saf yürekli halkin hocaligina verdigi acik krediyi sonuna kadar kullanarak sirke seyirci kazandirmalidir. Islamda cinsel hayattan kabir azabinin türlerine, kefen baglama sovundan yanlis imsak vakti polemiklerine uzanan gündemleri ustalikla yogurmalidir. Nihai tahlilde, show bir businesstir Elbette ki show must go ondur. Aksi caizntdir.
Dr. Senai Demirci, Oruc Cignemek Sakizi Bozar mi Hocaaamm derken, psikoterapist kimligiyle, kimseleri kirmadan, sahne arkasi sahitliklerini de yanina alarak, sade dilli bir medya okumasi yapiyor. Safdil insanimizin duru ve diri olan dini, din adina üretilen kokusmus görüntülerden ve kirli gürültülerden ayiklamasina yardimci olacak bir kilavuz olusturmayi deniyor.
