Read more
Remzi Oguz Arik, Osmanli Imparatorlugunun cöktügü bir dönemde bircok zorlugu yasayarak
devam ettigi egitim hayatini 1926da devletin actigi imtihani kazanarak arkeoloji ve sanat
tarihi dallarinda ihtisas yapmak üzere Fransaya gider. Bildigimize göre Maarif Vekaletinin bu
dalda tahsil icin Avrupaya gönderdigi ilk Türktür. Sorbonne Üniversitesinde sanat tarihi,
Louvre Arkeoloji Enstitüsünde arkeoloji tahsil etmis , Yasayan Sark Dilleri Mektebinin son
sinifina kadar Arapca okumustur.
1931 yilinda Paristeki tahsilini tamamlayarak yurda döner. Önce Istanbul Arkeoloji Müzesine
bagli arkeoloji uzman yardimciligina, daha sonra da arkeoloji uzmanligina getirilir, Yalovada
yapilan bir arkeolojik kaziyi idare eder. 1932 yilinda Alisarda Amerikalilar tarafindan yapilan
kazilara devlet komiseri olarak katilir. Alisar kazisi Anadoluda gerceklestirilen ilk sistematik kazi olmasiyla ayri bir öneme sahiptir. Göllüdag, Karalar, CanakkaleTruva, Alacahöyük, Cankirikapi, Karaoglan, Hacilar, Konya Alaattintepe ve Ankara Bitik kendisinin emek verdigi kazilardan birkacidir. Prof. Ernest Dietzin yerine atanmak istenince kabul etmemis, Prof. Fuat Köprülünün verdigi Kültür ve Medeniyet dersini vermesi istegini de ona hürmeten reddetmistir.
Manisa ve Kayseri müzelerini kurmus, Hatay ve Izmit müzelerinin tanziminde calismistir.
Koltuklardan kacarcasina Anadolunun kirlarinda höyüklerinde gecirdigi, uzmanlik sahasindaki
calisma ve basarilarini yabanci meslek arkadaslari bize gösterir. 1939 yilinda DTCF arkeoloji
profesör vekilligine, daha sonra profesörlügüne tayin edilmis. 1943te Ankara Arkeoloji
Etnografya Müzesi müdürlügüne getirilmistir. Ayni yil Ankara Ilahiyat Fakültesinde Islam
sanatlari tarihi bölümünü kurar ve Devlet Tiyatrolari Edebi Heyet baskanligina getirilir.
Remzi Oguz Beyin bu ciltte topladigimiz yazilarinda, hem arkeoloji alaninda yaptigi kazilar ve
calismalari bir arada görüyor hem de bir sanat tarihi uzmaninin dikkati ile yazdigi Türk sanatina ait yazilarla dönemine tuttugu isiga sahit oluyoruz.