Read more
Bizans, Roma Imparatorlugunun devami ve gerilemesi olarak görülüyor. Bizler, yüzyillar öncesinden kalmis hinclarin getirdigi bilincsiz bir cabayla, kaybolmus dini tutkularin belli belirsiz sekilde yeniden hatirlanmasiyla, Ortacag Yunanlarini hala, onlari anlamamis olan Haclilarin ve onlari aforoz etmis papalarin yargiladigi gibi yargiliyoruz. Gercekte ise Bizans, bundan tamamen farkliydi.
Her ne kadar kendisini Romanin mirascisi ve sürdürücüsü ilan etmisse de, imparatorlugun eski ve sanli baskenti üzerinde hak talep etmekten hicbir zaman vazgecmemislerse de, gercekte Bizans cok hizli bir sekilde bir Dogu monarsisi haline gelmisti. Onu hicbir sekilde, Romanin ezici anilariyla mukayese etmemek gerekir.
Charles Diehl tarafindan 1919da kaleme alinan Bizans Imparatorlugu Tarihi, yayimlanmasinin üzerinden neredeyse bir yüzyil gecmesine ragmen, hala alaninin en yetkin eserlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Bizans Imparatorlugunu savaslari, isyanlari, darbeleri, taht kavgalari, ekonomisi ve kültürüyle bir bütün olarak ele alan kitap, efsaneler ve söylentilerle örülü binyillik bir hakikatin kapisini araliyor.
