Read more
Ejderha dövmeli kiz unutmaz.
Unutmadigi gibi, affetmez de.
Lisbeth Salander son olaydan sonra atildigi hapishanede bile adaletin temsilcisi olmaya devam eder. Maksimum güvenlikli birimin duvarlarinin ardindan kiskirtilan irkci ve din catismalara göz yummaz.
Mikael Blomkvist her hafta uzun bir yol gidip Lisbethi hapishanede ziyaret eder, bu ziyaretlerinden birinde acilarina care olacak bir ipucu yakalar. Mikael acisindan Millennium icin de güzel bir haber olabilir bu. Lisbeth acisindan ise cocuklugunda sakli kalan gerceklerin gün yüzüne cikmasi demektir.
Fakat gerceklere erismek o kadar da kolay olmayacaktir; Kayit ismini verdikleri habis deneylerin ardindaki bilim insanlari bu konunun üstünün uzun süre önce örtüldügünü düsünüyordur ve öyle kalmasi icin de ellerinden geleni yapacaklardir.
Salander gecmisinin gizemini cözmeye ve anilarindaki kadini bulmaya cok yakin oldugunu biliyordur; boynunda cocukken ona bir ejderhayi animsatan dogum lekesi olan kadini... Salander her ne pahasina olursa olsun intikamini alacaktir.
Göze Göz Dise Dis Diyen Kiz, gerilim yaratan hikayesinin gücünü dünya capinda milyonlarca okuru etkileyen Stieg Larssonun Millennium üclemesinden ve Salander ile Blomkvistin adalet icin savasa devam etmesinden aliyor.
Ejderha Dövmeli Kiz, Atesle Oynayan Kiz, Ari Kovanina Comak Sokan Kiz ile bir efsane dogdu. Örümcek Agidaki Kiz o efsaneyi zihinlere kazimaya devam etti ve simdi de Göze Göz Dise Dis Diyen Kiz ile Millennium serisi degerine deger katmaya hazir
Harika... Orijinal seriye bundan daha sadik bir devam kitabi olamazdi. Salander en dramatik, en karizmatik, en etkili arastirmaci haliyle karsimizda; sosyal becerilerden yoksun bir kadin olabilir ama is, yozlasmis güclerin karsisinda durmaya gelince ondan iyisi yok.
