Read more
Hepimiz ezelde yazilmis bir senaryonun yeryüzündeki figüranlariyiz ve Allah, her bir nesnenin varlik alemindeki zuhrunun, Ezelde Ol emriyle yaratmis oldugu bu senaryoya uygun olmasini Ilah Hikmetiyle murad ve takdr etmistir. Bütün oyun süresince bizden beklenen, rolümüzü senaryonun vaz ettigi kurallara göre 1 teslimiyetle ve 2 sabirla oynamamizdir. Kimse ama hic kimse bu senaryonun disina cikamaz.
Iste Kuranda ahsenül-kasas olarak nitelendirilen Hz. Ysufun kissasi da bu büyük senaryonun gecmis zamanda oynanmis bir bölümündenversiyonundan ibarettir. Bu oyunda sahne almis kisiler rollerini en mükemmel bir sekilde oynamis, sonunda Allahin rizasini kazanmis olarak sahneyi baska oyunculara devretmislerdir. Bu kissa iyi okundugunda Meratib-i Tevhdin yani Tevhd Mertebelerinin ilk basamagi olan Tevhd-i Efalin idrakini en azindan ilmel-yakn olarak zevk etmeye kapi acar. Ysuf kissasi icerigi ile Olacak olan hakkindaki hüküm yalnizca Allaha aittir gercekligi üzerine kurulmustur. Bu su anlama gelmektedir Gayb alemini de Sehadet alemini de en ince ayrintisina kadar bilen Allahtir. Cünkü her ikisinin de Hakm ve Alm olan Haliki Odur. O bütün bunlari Kader kitabinda tesbit etmistir. Onun hükmünün disinda tecell eden hicbir sey yoktur.
Niyetimiz zahirgörünen bu alemin batininda mestr olan Hakki müsahede idrakini uyandirmak ve Karagöz perdesinin ardina dikkat cekmektir. Bunu basardigimiz ölcüde kendimizi bahtiyar hissederiz. Kusurlar bize, kusursuzluk ise Allaha özgüdür.
