Read more
Bugün uluslararasi hukukun karsi karsiya kaldigi olgular -örnegin, sik bicimde görülen uluslararasi hukuk ihlalleri-, gectigimiz yüzyilda kurgulanan, düzenli elips icinde hareket ettikleri kabul edilen medeni devletler tasarimiyla ortaya cikmis, orbitsel devinimli atom modelinin bir yanilsama oldugunu göstermektedir. Uluslararasi hukuk bugün, tutarli ve es benzerlikte devletlerin varligi karinesinden yola cikilarak XX. Yüzyilin ilk yarisinda tasarlanmis Bohr atom modelini andiran sanal düzenden cok uzaktadir. Artik, hareketleri önceden saptanamayan, durduklari yer ve birbirlerine olan mesafeleri her an degisebilen, kaotik bir devletler düzeni söz konusudur.Konusu ve amaci genisleyip degismis olan örgütler ve uluslararasi sivil toplum kuruluslari gibi unsurlarin kücülerek cogaldigi uluslararasi atom modelinde, düzensiz ve farkli yörünge ve devinimlere sahip devletler kadar, ayni zamanda farkli devletalti parcaciklarin da zaman icinde etkin olacagi, tüm bu unsurlarin sistem icinde, hem icsel hem dissal düzeyde birbirine, temel unsuru demokrasi olan uluslararasi Hukuk devleti ile bagli olmasi gerektigi iddiasinda yeni bir modele gecis kacinilmaz gözükmektedir. Hukuk devletinin Higgs bozonu benzer isleviyle, ulusalti olusumlara ve dolayisiyla uluslararasi hukuka kütle kazandirmasi olasidir; onun saglayacagi agla koordinasyon ve etkilesim gerceklesebilecegi müddetce kütle kazanacak sosyal atomun nihayetinde Toplumlararasi Hukuk devleti olmasi ise kacinilmaz gözükmektedir.Baris, güvenlik ve insan haklarinin korunmasi ve gelistirilmesi ücgeninin, küresel düzeyde sürdürülebilir gelisme ve kalkinmadan bagimsiz olamayacagi ortaya cikmistir. Bu ücgeni ayakta tutabilmenin temel gerekliligi ise onu tasiyacak bütüncül yaklasimli Hukuk devleti anlayisinin olusturdugu zeminde bulunmaktadir. Hukuk devletini kücük ölcekte, bütüncül bicimde ve topluca var etmek, uluslararasi hukukta büyük hedeflere hep birlikte ulasmanin en uygun yollarindan biri olarak belirmektedir
